Türü
Roman
Sayfa Sayısı
265
Baskı Tarihi
2009
ISBN
9750503228
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İLETİŞİM
Neden Altını Çizdim?
Marx, ''din afyondur" minvalinde aforizma tadında sözler sarfederken acaba bu belirtileri mi kastediyordu?

Uyuşturucu Kullanan Bir Gencin...

Başlangıçta ev halkına durumu açıklamamıştım. Bana neler olduğunu anlayamıyorlardı. Küçük halamın kocası Eşber Enişte'nin uzman görüşü doğrultusunda, uyuşturucu kullandığımdan şüphelendiler! ... Uyuşturucu kullanan bir gencin arkadaş çevresi değişir: Sık sık Erenköy'deki dergâha gidiyordum. Partilere uğramıyordum. Oysa eskiden şöyle bir görünürdüm... Aile ilşkileri azalır, odasında yalnız kalmayı tercih eder. Aile toplantılarına katılmıyordum. Tatile de çıkmamıştım. Misafirlere hoşgeldiniz bile demez olmuştum. Okul başarısı ve okula devamı azalır: Okula zaten pek gitmezdim. Bu yıl da başka fakülteye geçmiştim. Ne olacaktı benim halim? Daha fazla para harcadığı görülür: Bizimkiler bunu ölçecek durumda değillerdi. Bir-iki önemli yatırım yapmıştım tabii. Şeyhnâme'nin taş baskı bir nüshasını satın almıştım. Sahîh-i Buharî, Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsiri, Hayat-üs Sahabe gibi bazı lüzumlu kitaplar edinmiştim. Gün içinde bazen neşeli, sakin, bazen öfkeli, saldırgan davranışlar sergilediği gözlenir.: İnsanlık hali. Doğum günümü hatırlayıp sürpriz bir kutlama düzenlemişlerdi. Kadehler benim şerefime kaldırıldığında biraz köpürdüm. Mankenlik ajansından teklif alan kuzinimi, Porsche'sini beğenime sunan dayımı, Bodrum'da süper bir 'beach club' keşfettiğini söyleyen teyzemi...terslemiştim. Gözleri kanlanır: Okumam gereken kitapların sayısında ciddi bir artış olmuştu. Uyuşturucu kullanan genç bitkindir: Bitkin benim göbek adımdı. Dünyaya geldiğimde de bitkindim. Ailem yeni fark ediyordu. Dalgındır: Ezberlemem gereken ayetler vardı. Uyuklar: Yanılıyorlardı. Sadece çevremdeki görüntülerin bir kısmına bakmaktan vazgeçmiştim. Uyumakta güçlük çeker: Sabah namazına kalkıyordum. Konuşma zorlukları yaşar: Çenebaz biri değildim zaten. Soruları da cevaplamaz olmuştum, o ayrı.

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
163
Baskı Tarihi
2009
ISBN
9753638029
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Yapı Kredi Yayınları
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor.

Hadise

Bütün teessürlerimiz, inkisarlarımız, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
158
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Timaş
Editörü
Seval Akbıyık

Muhib Efendi ile karşılaşma

Bambaşka bir lezzet; o güne kadar bilmediğim bir dil konuşuluyor. Bana bir müddet sonra, "Siz ne ile meşgul oluyorsunuz?" diye sordu. Ben biraz da hoşuna gitsin diye, "Tasavvufi bir roman yazmayı düşünüyorum!" dedim. O zaman gülümsedi ve oradaki sohbet topluluğuna muzip bir şekilde baktı...Bu laf üzerine birşey anlatmaya başladı...Haliç'te barut yüklü bir gemi varmış, ağzına kadar barut doluymuş. Bu gemiden bir takayla bir Laz, bir de Yahudi cephane boşaltıyorlarmış. Devamlı sefer yaparak kıyıya naklediyorlarmış...Laz kaptan yelkeni tutuyormuş, dümeni de Yahudi...Yahudi fosur fosur sigara içiyormuş. Laz kaptana demiş ki: "Biz şimdi burada bu sigara yüzünden havaya uçarsak, hesabını bizden sorarlar." Laz kaptan da "Parçamızı bulurlarsa hesabını sorarlar." cevabını vermiş...Benim tasavvufi roman yazma sözüm üzerine barut yüklü gemiden sigara içerek birşey boşaltma teşbihini yapması fevkalade...Bu ilk fırçamdır mürşidimden yediğim. Yani bu işlerin şaka olmadığı yolunda, bir çeşit güzel ve ince bir ikazdır. Çok muzip bir şekilde yapılmış bir şey.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı

Hayali Gerçeklikler

Batı,dünyanın geri kalanıyla olan ilişkilerinde sık sık aynı hataya düştü.Yüzyıllar boyunca,kendi yurttaşlarına uyguladığı ve büyüklüğünün kaynağı olan ilkeleri,yazgılarını elinde tuttuğu halklar başta olmak üzere,öteki halklara uygulamadı.Örneğin,sömürge dönemi Fransası,Cezayir'deki eyaletlerinde yaşayanların bütün haklara sahip olmasını engellemek için,onları "Müslüman Fransızlar" statüsüne aldı;laik bir cumhuriyet için oldukça akıldışı bir adlandırmaydı bu.....Öteki'ni safça "uygarlaştırma"isteği sürekli olarak onu hayâsız biçimde kendine tabi kılma arzusuyla çatışma içindeydi.Hannah Arendt'in Totalitarizmin Kökenleri'de yaptığı gibi,ulus-devletlerin beceriksiz imparatorluk mimarları gibi hareket ettiğini görmek gerek;oysa böylesi bir girişim,bir araya getirilmek istenenlere karşı belli bir saygı eşliğinde gerçekleşmeliydi;İskender Yunanlılar ile Perslerin toplu halde birbirleriyle evlenmelerinin düşünü kuruyordu;Roma,Atina ile İskenderiye'ye yürekten bağlıydı ve en sonunda Kelt din adamlarından Arabistan Bedevilerine kadar İmparatorluğunun bütün uyruklarına vatandaşlık hakkı vermişti.Daha yakın tarihte,Avusturya-Macaristan ya da Osmanlı İmparatorlukları gerçekten birleştirici rol üstlenmek istemişler,bu konuda eşine rastlanmayacak başarılar elde etmişlerdi.Buna karşılık ,19. ve 20. yylarda Avrupa ulusları tarafından kurulan sömürge imparatorlukları,kendini büyütme arzusundan,uygulamalı ırkçılık okullarından ve Avrupa'yı kana bulayacak savaşlara,soykırımlara,totalitarizmlere yol açan manevi ayrılık okullarından ibaret kaldı. İçinde bulunduğumuz dönem,Batı'ya, manevi inandırıcılığını yeiden canlandırma olasılığı sunuyor;bunu ne suçunu kabul ederek ne "dünyadaki bütün dertlere" kucak açarak,ne de başka yerlerden gelen değerlerle uzlaşarak yapabilir;inandırıcılığın elde edebilmesinin tek yolu,kendi değerlerine hâlâ sadık olduğunu göstermesidir;demokrasiye saygılı,insan haklarına saygılı olması,hakkaniyet,bireysel özgürlük ve laiklik kaygısı taşımasıdır.Bunları dünyanın geri kalanıyla,her şeyden önce de onun çatısı altında yaşamayı seçmiş kadınlar ve erkeklerle olan ilişkilerinde sergilemelidir.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
265
Baskı Tarihi
2009
ISBN
9750503228
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İLETİŞİM
Neden Altını Çizdim?
Ben de fazla empati yapmanın mağdurlarındanım. Empatinin dibine vurmuş insanların burada geçen dezavantajlara sahip olduğunu düşünüyorum; 1. karşı tarafa bolca avans verip kendinizi tam bir "tevazu amelesi" kılıyorsunuz 2. karşınızdakinin pasaportsuz bir şekilde sınırlarınızdan geçmesine izin verecek kadar diğergam* ve pasifliğe düşüyorsunuz. [Diğerkam/Diğergam: Kendini değil başkaları ile gamlanan, başkalarını kendinden çok önemseyen]

iletişimsel avanslar

.. bonkörce iletişimsel avanslar veren bir tevazu amelesi; karizmasını istikrarlı bir diğerkamlıkla örtbas ederek tayin edici pasifliğe varan bir mistiğim...

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
265
Baskı Tarihi
2009
ISBN
9750503228
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İLETİŞİM

Kekemelik

Kekemeliğin bir yoksul hastalığı olduğunu sanırdım. Kekemelik başarıya giden yolu tıkadığı için, zengin bir kekemeye rastlamak zordur. Hele ki Ferruh Ferman gibi bir işadamının kekelemesi şaşılacak şey.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
265
Baskı Tarihi
2009
ISBN
9750503228
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İLETİŞİM

Yetimler ve masumiyet imtiyazı

Biz yetimler intikam iştiyakı ile doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamak ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına sahibizdir.